” Hollanda fotoğraflarımı paylaşmaya Efteling ile devam edecektim ama
bunaltıcı sıcaklardan olacak kararımı değiştirdim.
Daha az güneşli mekanlarla devam edeyim istedim
…
Yolumuz Amsterdam’dan sonra Paris’e düştü.
Gitmeden önce fotoğraf çekmek için kurduğum hayallerde suya
Çünkü daha ilk görüşte o kadar etkilendim ki, şehri vizörün arkasından görmek istemedim.
Belki üçüncü, dördüncü gidişimiz de fotoğraf çekmek için dolaşabilirim sokaklarında
Bence Paris’e ilk gelişte avare avare dolaşmalı, istenilen yerlerde istenildiği kadar molalar verilmeli ,bol bol kaybolmalı..
ikinci , üçüncüsü gelişte müzelerini, galerilerini gezmeli,bol bol alışveriş yapmalı,
marketlere özel zaman ayrılmalı, gerekirse tek tek ürünlerin etiketleri okunmalı..
sonraki gidişlerde , heyecanımız yavaş yavaş azalmaya başlandığında fotoğraf çekmeye yeltenmeli.
Aksi taktirde insan hem şehrin keyfini çıkaramıyor, hem de kendini nafile bir çaba içerisinde buluyor
…
Yolumuzun sık sık bu şehre düşmesini diliyor,
çektiğim fotoğrafları paylaşmaya
Paris metrosundan başlıyorum.
…
Bilindiği gibi Paris metrosu dünyanın en eski ve en büyük metrolarından biri .
Aynı zamanda da kentin önemli simgelerinden .
Pek çok noktada yer alan metro işaret levhaları da bu özelliğini güçlendiriyor.
Kent içi ulaşımda çoğunlukla metronun kullanılması nedeniyle,
neredeyse yer üstünde geçirdiğiniz zaman kadar önemli bir zamanı da ,yerin altında geçiriyorsunuz.
Hızlı hızlı bir yerlere yetişmeye çalışanlar, bekleyenler, alışveriş yapanlar,
gazete bayiileri, kitapçılar, küçük cafeler, barlar…
Günlük yaşama dair pek çok detayı burada takip etmek mümkün.
Sanırım bu yüzden ben metroyu , istasyonlarını, bağlantı yollarını çok sevdim.
Çok eski, yer yer çok bakımsız olsa da gerçek yaşama dokunabildiğiniz yerler.
Biryerden bir yere giderken, istasyonlar arası koşturmaktansa,
yer altında da ağır ağır yürümenizi tavsiye ederim.
İstanbul’da Tünel’i de çok severim.
Uzunlukları kıyaslanmasa da Paris Metrosu ile Tünel’i çok benzettim birbirine
ve belki de bu yüzden de metro çok tanıdık geldi, çok hoşuma gitti.
Paris metrosunda beni en çok etkileyen ise
tavan ve duvarlarda kullanılan seramikler oldu.
Seramiklerin, eskiliğini, zarifliğini ve detaylarını çok beğendim ve
zamanımız olsaydı daha pek çok detayını çekmek isterdim.
…
…
…
Yeraltında dikkat çeken ikinci şey ise
İstasyonlarda, geçiş noktalarında kısacası metronun pek çok yerinde
kullanılan renk renk afişler.
Bu afişlerle mekanlar daha bir canlanıyor,
tenha olan geçişler rahatsız etmiyor,
insan kendini daha bir Paris’te hissediyor…
tabii 4 yaşında ki çocuğunuzla
mümkün olduğunca
Mutlu Haftasonları… “
diye yazmıştım.
Ama gün geçmiyor ki yazdıklarımız, yaptıklarımız anlamsız kalmasın.
Günlük , sıradan ,basit yaşamlarımıza dönmeye çalıştığımız için vicdan azabı çekmeyelim.
...
...
I wanted to continue sharing my Holland photos
with post about Efteling but changed my mind and decided to share less
sunny picture since the weather has been incredibly hot in Istanbul :)
…
After our short Holland trip, we went to Paris.
When
we were planing our trip, i dreamed to take lots of pictures of the
city but since i loved city’s atmosper very much, i did not want to
spend too much time behind the camera.
I
think first time in Paris ,you should just walk on the steets, have
breaks where ever you want and feel the city, then you should visit
museums, galeries and do shopping…
when your excitements start to drop off , you can take photos.
Otherwise you can not to enjoy the city ,since trying to take photos.
As i mentioned before, it was our first time in Paris and hope to visit the city again.
I’d like to start sharing my Paris photos with Metro ..
Enjoy !
2 comments:
Hoşmuş, teşekkürler :)
Takipte olduğunuz için ben teşekkür ederim Esma :)
Post a Comment