Monday, August 25, 2014

Renk renk Uniball'lar...



Instagram'ı çok seviyorum.
Hem saatlerce vakit kaybettirmiyor insana, hem de ilgi alanlarımızın paralel olduğu  pek çok kişiyle buluşturuyor bizi.
Mesela ben bir izleyicime borcluyum bu rengarek haftayı.
..
Bir pazar kahve içmeye gitmiştik. Masanın üzerinde duran şekerler çok hoşuma gitmişti.
Hemen çizmek istemiştim.
Oyle fazla zaman harcamadım,  sadece kahvem bitene kadar çizdim, çizebildiğim kadarını..
Sonra instagrama yükledim.
Bir izleyicim kullandığım  kalemin markasını sordu.


Ben de bu işlere yeni başlamış ve kırtasiye malzemeleri için ölen biri  olarak, halden anladığımdan hemen cevapladım.
"Uniball" ları kullanıyorum.
ancak suluboyaya uygun defterde kullandığımdan sonuçları biraz daha etkili oluyor.
Soruyu soran kişi, Uniball'ların diğer renklerini hiç denemediğini ve 
çok beğendiğini söyleyince birden aklıma bir fikir geldi.


  

Kursta Andrea Joseph in derslerine de ödevlerine de bayılmıştım.
Bir ödevinden esinlenerek her gün bir renk kullanarak bir hafta boyunca çizim yaptım.
 Sanırım işe turuncu ile başlayınca bir enerji de geldi, nasıl bitti hafta anlamadım.
ama sonuçta eğlenceli bir serim oldu.
Aynı zamanda Uniball'a da epey bir yeni kullanıcı kazandırmış oldum :)

 





Rengarenk Çok Güzel bir hafta dileğiyle... :)






Friday, August 22, 2014

36. gün de bitti



Geçtiğimiz haftaya bakıyorum da,
epey bir daldan dala atlamışım :)
...
Çizecek bir şey aklıma gelmediyse mutlaka güneş gözlüklerimi çiziyorum.
Her koşulda zorlayıcı.
Şeffaflığı, yansıma ve gölgeleri, duruşu.
İnsanın kendini zorlaması için iyi bir oble, aklınızda bulunsun..
 

Bu bizim evin Gülen Budası.  Eşim Çin'den getirmişti.
Tombikliğinden mi, ahşap oluşundan mı pek bir seviyoruz kendisini.
Nasıl bugüne kadar çizmemişim şaşırdım doğrusu :)


 

Pek benzetemesem de burada iki sevimli kavanoz var.
Kapakların üzerinde koyu renk kumaş ve kumaşın üstünde de dantel  vardı.
Son zamanlarda ki nikah şekerlerindeki bu yaratıcı fikirleri çok seviyorum.
Ayrıca hem kumaş hem de dantel çizilmesi epey zormuş onu farkediyorum :)


 Bunlarda benim en sevdiğim ve en rahat ayakkabılarım.
Kendileri ilk aldığımda krem rengiydi, şimdi ise pembe.
İnatçı bir ayakkabı tamircisinin kurbanları onlar.
Ben ne kadar krem rengiler desem de, amcamız pembe gördü ve pembeye boyadı.
Madem öyle ben de "mavi" ye boyuyorum :)


Bu sayfayı ise çok seviyorum.
Yeni aldığım kalemle ilgisi olabilir bence :)


 Bu sayfadakileri ise Nesliden yürüttüm
Çekmecelerini karıştırması inanılmaz zevkli :)


 Bu sayfaya kadar, genellikle hep ayrı ayrı duran objeleri çizdim, sayfadaki konumlarına ben karar vermiştim.
35. ve 36. günlerde ise önce objelerimi yerleştirdim, sonra konumlarına sadık kalarak onları kağıda aktardım.
Bu da farklı bir deneyim oldu.





veee kaldı 39 gün...
İyi Haftasonları :)

Wednesday, August 20, 2014

Awesome Flying Sketchbooks V



Dün itibariyle defterim Amsterdam'a ulaşmış.
Tüm sayfalarını ayrı ayrı çok merak etsem de,
Koosje neler çizecek çooook merak ediyorum doğrusu :)

Tesadüfe bakın ki ben de en son olarak, yola Hollanda'dan çıkmış Gertrude'nin defterine çizmiştim.
Sanırım O'da Amerika'ya ulaşmak üzeredir.

İşte Gertrude'nin defteri



 Defterler ilk elime ulaştığında hemen önceki sayfalara bakıyorum.
Her sayfa birbirinden o kadar farklı ki...
...
Çilekler İngiltere'den  Nancy Power'ın..


 zıp zıp zıplayan bu ufaklık ise Budapeşte'den Erika Nagy'in
...


Bu kaplancıkta Google  images'dan benim kaplanım :)

Tuesday, August 19, 2014

Liz Steel ve Çay Fincanlarım



Sketchbook Skool'un ikinci sömestri de bitti.
Son derslerimizi  Liz Steel verdi.
Tarzını çok sevdim.
Merak ederler için sitesinin  linki burada


Sketchbook Skool'un en sevdiğim tarafı da her hafta ayrı bir öğretmenimiz olduğundan çok farklı sanatçıları tanıma fırsatımız oluyor.
Farklı tarzları göre göre, ne istediğimizi de anlamaya başlıyoruz.
Önyargılarımızı geride bırakmak, her yeni tarzla şaşırmak da işin en eğlenceli tarafı.


Bu işe merak saldığımdan beri pek çok blog geziyorum.
Genel gözlemim herkesin meyve ve fincan çizerek başladığı.
O nedenle de gözüm mü doydu, hevesim mi kırıldı bilmiyorum hiç içimden gelmiyordu fincan, bardak çizmek.
Taki Liz Steel' ın derslerine kadar...
Liz Steel tam bir çay tiryakisi ve inanılmaz güzel çay fincanı koleksiyonu var.
Her sabah çayını içerken, o günkü fincanını da kaydediyor defterine
Mimar olmasının bir yansıması olsa gerek, bir fincanı da , bir mimari detayıda aynı gözlem aşamalarından geçerek çizmeye başlıyor.
Aslında güzel detaylı bir binayı çizmekle, şık bir fincanı çizmek aynı özeni gerektiriyor.
Biri diğerinden daha kolay değil...


İşte benim geçen hafta ki ödevlerim.
Bu kadar keyif alabileceğimi asla tahmin edemezdim.
Bu sömestrin kapanışı çok güzel oldu.











Friday, August 15, 2014

29, güne geldik, kaldı 46 gün...


Neredeyse yolu yarıladım...
Mutlu mutlu dolaşıyorum ne çizsem bugün diye.
Bir şeyi alışkanlık haline getirebilmekte 75 gün ideal bir süre galiba.
İşte bu haftadan geriye kalanlar.


Demiştim ya aslında defterim bir çeşit günlüğe dönüştü diye.
Pek çok detayı görsel olarak da kaydebiliyorsunuz bu şekilde.
Mesela bu çiçek kayınpederimden hatıra.
Bu hafta sonu aramızdan ayrılalı 1 yıl  olacak.
Zaman nasıl da hızlı geçiyor.
Böyle düşününce insan her detayı kaydetmek istiyor, anılarına sahip çıkabilmek için.


Bu sayfalar ise tamamen "mutfakta neler varmış..." diye elime geçen, çizilesi şeyler.
Yoksa bazı arkadaşların sandığı gibi "kalburabastı" yaptığım falan yok :)


Bu sayfalar ise ne kadar iyi bir öğrenci olduğumun katını :)
Bana ödev de kenara çekil, kanımın son damlasına kadar yaparım :))
Fincanların kalanını ise pazartesi paylaşayım,renk renk oldular içimiz açılsın...

Bisiklet ise benim korkulu rüyam.
Bisikletle gezmesine bayılırdım ama çizmek bir kabus (tu) benim için.
ama Koosje 'nin verdiği püf noktaları ile ilk defa omuzlarımı kasmadan, strese girmeden, keyifle çizdim.
Sonucu pek parlak olmasa da, ben korkumun üzerine gittim.

Bu sayfalar ise güneşli günlerde "ya yağarsa" diye taşıdığım tüm şemsiyelerin anısına çizilmiştir. 

İşte bu haftam da böyle geçmiş,
 bana müsade, sıra bugünkü çizimde...
:)

Friday, August 1, 2014

Çizim maratonunda 2. hafta...


Çizim maratonunda ikinci haftayı da geride bıraktım.
Araya bayram da , Bulut'un hastalığı da girse, kimi ağır ağır , kimi koşturarak olsa da her gün bir şeyler çizdim.
Aslında o gün neler elimin altındaymış, ne kadar zamanım varmış, keyifli miyim, gergin miyim anlaşılıyor.
Maratonun en sevdiğim tarafı da bu oldu galiba..
Aslında resimli günlükler tutuyoruz.















Zaman zaman ne çizeceğimi bilemiyorum ya da karar verene kadar çok zaman kaybediyorum.
Bu yüzden  kendime bir köşe ayırmaya karar verdim evde, 
elime geçen ilginç objeleri biriktireceğim.
Aklıma bir şey gelmediği zamanlarda biriktirdiğim objelerden rastgele seçer çizerim.
Böylelikle de evde iş yerinde,
 köpekbalığı gibi her şeyin etrafında dolanmaktan kurtulurum.
:)
Aramızda maratona katılmayı düşünenler vardı.
Umarım onlar da kararlarından vazgeçmez aramıza katılırlar..
Yeni bir ayda yeni bir şeylere başlamak gibi yok !
Hep diyete mi başlıyacağız, değil mi ??
:)
İyi Haftasonları...